1. E-sporun olimpiyatlara dahil olmasının fikrinin kaynağı nedir? Sizce e-spor olimpiyatlara dahil olmalı mı olmamalı mı?
Bu sorunun iki farklı
temel boyutu bulunuyor; fikrî boyut ve fiilî boyut. Fiilî boyutta zaten IOC tüm
inadını bir tarafa bıraktı ve 2016 Rio Yaz Olimpiyatları’nda salt eğlence,
tanıtım ve yenilik kabilinden bir eğlence etkinliği olarak yer verdiği video oyun
müsabakalarını, normal şartlarda bu yaz gerçekleştirilmesi planlanan 2020 Tokyo
Olimpiyatları’nda e-spor adı altında (madalyaları resmiyete tâbi olmayacak) birer
gösteri branşı şeklinde bünyesine dâhil etti; bununla da kalmayarak müstakbel
2024 Los Angeles ve 2028 Paris Olimpiyatları’nda e-sporun müsabakalarını resmî
birer madalya branşı halinde düzenleyeceğini açıkladı. Zaten e-spor çeşitli
isimler altında, 2004 FIFA Interactive World Cup (şimdiki eWorld Cup) ve 2007
Asya İç Saha (Indoor) Oyunları’ndan başlayarak, 2018 Asya Oyunları ve 2018 Kış
Olimpiyatları’na dek geleneksel sporun resmî otoritelerinin tertiplediği nice
organizasyonda kendisine bir yer bulmuştu; üstelik e-sporun kendine ait nice
kurum ve organizasyonunun yanı sıra, e-spor 2008’de kurulan IeSF (Uluslararası
E-Spor Federasyonu) aracılığıyla 2013’ten bu yana IAAF, WADA, TAFISA, Asya
Olimpiyat Konseyi, FIFA ve FIBA gibi geleneksel spor ve olimpiyat oyunları
konusunda kilit öneme sahip organizasyonlarla etkileşimi sağlamış, varlığını
kabul ettirmiş durumda. IOC’nin 20’den fazla üyesi de zaten halihazırda kendi
Milli Olimpiyat Komiteleri düzeyinde e-sporu resmî olarak tanıyor. Ama tüm
bunların sebebi için, fikrî boyuta bakmamız gerekiyor.