25 Mayıs 2018 Cuma

Zamanın Ötesi



Geçip gitmeyi hiç bırakmayan bir lanettir zaman.
Varlığını hissettirmeyen, sinsi ama mutluluk verici bir hastalık gibidir.
Yaşadığınız anları anılara dönüştürür, ve hep o en başı, ilk geçmişi, çok eskiyi özletir.
Anımsatmak, zamanın işidir. Zaman sözcüğünü işiten, belleğinin kuyusuna düşer.

Basketbolda zaman, bir oyunun kurallarına göre işler.
Eğer maç saati çalışmıyorsa, yaşanan zaman gerçersizdir, sahtedir, yalandır.
Ve o süre dilimlerinde yaşananlar, palavradır.
Tek hakikat, yerine göre 40 veya 48 dakikayı kapsayan o resmî vakittir.

Müsabaka, maç saatinde yaşananlara göre tayin eder galiple mağlubu, ama,
Bir karşılaşma, sadece o geri sayımdan ibaret değildir...

Neyi izlediğini bilmeden o sahayı seyreden insalar vardır maçın her köşesinde.
Hatırladığım, benim çocukluğumdan ve çocuksuluğumdan kalanlar ise hakikidir,
Her gecenin geciken saatleri yüzünden anne-babadan türlü azarı, fırçayı yemeyi göze alarak,
Ertesi günkü okulu, veya önemli başka her ne varsa, işte onu, önemsememektir işin sırrı.
Sadece ve sadece, hayranı olduğumuz sporu ve sporcuları görebilmektir niyetimiz.



Kevin Garnett vardır, spin-move üzerinden, orta mesafenin içinde kalan her menzile hükmeder.
Tim Duncan, doğru basketboldan başka bir şeyi asla düşünmeyen bir evliyadır, âkil adamdır.
Stephon Marbury, evin serseri çocuğudur.
Jason Kidd, mahallenin orta gelirli ağabeyini, Steve Nash ise beyaz yakalı dürüst personelini andırır.
Ağır işçiler vardır, Dikembe Mutombo ve Ben Wallace gibi.
Taktik, 2004'ün Detroit Pistons'ıdır. Chauncey Billups'tır.
Shaquille O'Neal, karabatak gibi bir azmandır. Haksızlıktır. Hiledir.
New York'tan Miami'ye geçmiştir Pat Riley'nin çetesi.
Jordan vardır, Jordan kahramandır daima.
Charles Barkley bizim birlikte çapkınlığa çıkacağımız adamdır.
Hakeem, rüyasında bile Amiral'i cesede çeviren bir babayiğittir.
Clyde, halen daha Glide'dır Drexler'da.
Patrick Ewing şanssızdır. Jamal Mashburn de öyle.
Racon, Kobe Bryant ile beraber kesilir, aksi günahtır.
Grant Hill ve Penny Hardaway'dir dâhi yeteneklere sahip gençlerin ümidi.
Tracy McGrady çıkar, tüm kalıpları yıkar.
Vince Carter yine bir balet zarafetiyle savsar sorumluluklarını. Ama şiir gibi smaç basar, kızamazsın.
Paul Pierce'tır derinlerden gelen asıl adam.
Sam Cassell, korsan bayrağıdır.
Reggie Miller'ın göbek adıdır çirkeflik; kısmeti John Starks'tır.
Bruce Bowen terbiyesizdir.
Gilbert Arenas, el üstünde tutulması gereken acımasız seri katildir.
En güzel duyguların katiliyse, Jermaine O'Neal'dır.
Chris Webber mesela, tam hedefe varacakken hep sakatlanmak zorundadır.
Jason Williams, ihtiyarların ağzından "Pistol Pete"e benzer bir lakırdının kaçmasına sebep olur.
Son şutu sadece Robert Horry atmalıdır. Bir tek onun şanına yakışır.
Dirk Nowitzki, Pau Gasol ve Tony Parker, en büyüklerin, Sabonis, Marciulionis, Kukoc ve Drazen'in açtığı yoldan gidip, en büyük olmaya çalışır.
Onlara Kirilenko ve Ginobili de katılmak zorundadır.
Gary Payton daima, daima konuşur.
John Stockton her seferinde her pası asiste çevirir, bodyguardı Karl Malone sadece bunu tasdikler.
Seferi bir Jim Jackson ve Kaybedenler Kulübü'ndeki ekürileri Stephen Jackson ile Al Harrington vardır.
Corey Maggette'nin lakabına akıl sır erdiremez o genç dimağın.
Ray Allen, korku filmlerindeki o efendi görünümlü, takıntılı ruh hastasıdır.
Hidayet ve Mehmet, köyden kente göçen yağız delikanlılardır.
Yao ve Shawn Bradley çok uzundur.
Phil Jackson, Gregg Popovich, Rick Carlisle, Lenny Wilkens, Jerry Sloan, Larry Bird, Isiah Thomas, Chuck Daly ve Larry Brown, saha kenarındaki generallerdir. Rick Adelman tam bir kalastır.
Mike Krzyzewski, Jerry Tarkanian, Dean Smith, John Wooden, Adolph Rupp ve Bob Knight, sadece bir söylentidir.
Takımların efsanevi formaları vardır. Bir daha böyle olmayacaktır.

Murat Murathanoğlu, Yiğiter Uluğ ve İsmet Badem, Koraç Zaferi'ni, Euroleague'deki Final-Four'ları anlatmaktadır.
12 Dev Adam, tarihi bulandırmaktadır.
Panathinaikos ve Obradovic, ülkemiz için en azılı düşmandır.
Papaloukas, Bodiroga, Diamantidis, Spanoulis, Jasikevicius gibi okyanus ötesindekilerin, Amerikalı yarmalardan San Epifanio, Oscar Schmidt ve Galis'lerin intikamını almasına ramak kalmıştır.


allen iverson ile ilgili görsel sonucuVe tabi, hepsinden öte, her şeyden özge bir "adam" vardır, ve o, senin boyundadır. Buna aldırış etmeden, yedi düvele kafa tutmaktadır.
Allen Iverson, hâlâ sahalardadır...

İşte bu adamları, kaçıncı kez izlediğini ve daha kaç kez izleyebileceğini bilmeden, kalkıp seyredersin her gece.
Sırf o maçta tüketilecek zaman için uykusuz kalırsın.
Çünkü YouTube'lar, sosyal medyalar yoktur ve bu fedakârlığı yapmazsan, iki dakikalık yalancı emziklerle, yani özetlerle yetinirsin, ana haber sonrasındaki o ufak spor bülteninde.
Asist programı şifrelidir, zenginler içindir, sana yasaktır.
NBA Stüdyo'da Kaan Kural, Murat Murathanoğlu ve Murat Kosova'yı izleyebilmek için cinayet işlemeyi göze alırsın.
Dibindeki kırışıklıklara dek okuduğun basketbol dergileri candır. Her biri birer duayen kokar.
Kendi takımını kurarsın yeni çıkan bilgisayar oyunlarında, ve hesap dehânı sergilersin, istatistiklerle dolup taşan o parlak basketbolcu kartlarıyla.

Her gece, televizyonun en kısık sesinde sabit durması için parmağını kilitlediğin kumanda, sana Kobe'nin yeni bir maçını gösterir.
Evet, şimdi hepsini tek tek bulup seyredebilir herkes, ama, artık hiçbirisi yeni değildir...
Hepsi, kadere boyun eğmiş, eskimiştir.
Kainatı feda etsen de değişmez bu gerçek; artık Kobe ve Iverson, yeni bir maçta karşı karşıya gelmeyecektir.
Kobe şimdi başka hiç kimseye 81 sayı atmayacak, bir daha asla basketbolu son maçında rakip potaya 60 sayı yaslayarak bırakmayacaktır.
Iverson bir daha Philadelphia formasıyla Marc Zumoff'u coşturmayacaktır.
Eğer o gece o fedakârlığı yapmayacak kadar üşengeçsen, bu gerçek seni bir ömür takip edecektir.
Faydasızdır tarihin şuuruna karşı gelerek bilincini köreltmek.
Eskimiştir hepsi, ve yenisi olmayacaktır.
Her biri, zamanın ötesine mahkûm edilmiştir.
Sana düşen, sadece arada bir ziyaretlerine gidebilmek ve gözlerine inen nemlere o hatıraların hayallerini ortak etmektir.

Benim kuşağım için Bird ile Magic neyse, bu kuşak için de Shaq, Barkley ve Jordan odur.
Yakın tarih vardır, ve onun titanları.
O kadar yakını tarih eder ki bu yıkım, Wade bile, Bosh bile, Rose bile kaybolur bu karanlıkta.
Sosyal medyadan öncesi, el fenerine çöken alacakaranlıktır.


lebron ile ilgili görsel sonucuLeBron, Curry, Durant, Cousins, Davis, Kawhi, Harden, Irving, Towns, Butler, Hayward, CP3, Westbrook, Rondo, Paul George, Carmelo, Dwight Howard, Embiid, Porzingod ve daha niceleri.
Çok yakında, onlar da eskiyecekler.
Bunu bilin.
Fırsatları tepmeyin.
Bir maçı canlı seyretmenin, yeniliğin ve bilinmezliğin kıymetini bilin hiç değilse.
Hayatı da, basketbolu da güzel kılan, odur.
Tarih şuuru, her şeyi zamanın ötesine göndermeden,
Her geceyi, en güzel gece, ve son gece olarak izleyin.
Maçı bırakın, geceyi izleyin.
En güzel şeylerin neden hep gece vakti yaşandığını anlayarak izleyin.

Her geçen maçın saniyelerinde, tarihe tanıklık ettiğinizi bilin.
Zamanın değerini bilin.
Çünkü çok yakında o, sizin en kıymetlinizi, çocukluğunuzu alıp, yerine bölük pörçük hatıralar bırakacak avucunuza...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder