22 Haziran 2018 Cuma

Draft Değerlendirmesi: Kazananlar - Kaybedenler


2018 NBA Draftı, dün Brooklyn'deki Barclays Center'da gerçekleştirildi. Nice takaslara ve sürprizlere sahne olan bu etkinlik, her ne kadar 1 Temmuz'dan itibaren serbest oyuncu piyasasının açılmasıyla biraz gölgelenecek olsa bile, yine de ligin sonraki 10 yılına damga vurabilecek yaklaşık 20 adet gencin seçilmesi, herkesin iştahını kabarttı. Belki 96 draftından bile daha derin bir oyuncu havuzunu barındıran bu draftta, bakalım neler sürpriz, kimler en kârlı, kimler steal'lar yaptı, kimin notu kaç?


1) Phoenix Suns: DeAndre Ayton
Son anda bir hava akımı onların yönünü değiştirebilirdi, ama hemşehrilerini seçtiler. Tabi Ayton'ın tavanı epeyce yüksek, fakat basketbolun temel hücum içgüdülerine ve zekâsına alışabilmesi için bir-iki yılı feda etmeleri gerekecek. Hani derler ya, "Cüssenin hakkını ver hakkını!" diye, işte Ayton biraz bu beklentileri, yani 'yeni David Robinson/Joel Embiid' yakıştırmalarını karşılayana ve haklı çıkartana dek, biraz fazlaca poster edilebilir. Ama neticede Suns tam da istediği ve ihtiyacı olan türden bir isme kavuştu ve Booker-Josh Jackson ikilisinin yanına büyük bir ekleme yaptı. Not: 9,5/10

2) Sacramento Kings: Marvin Bagley III
Bu seçim akılsızca değil, hatta Kings'in son yıllardaki draft performansına bakıldığında altın kaplama bile sayılabilir. Tek sıkıntı, artık ligde günden güne önemi artan bir özelliğe, yani geniş kulaç açıklığına sahip olmaması. Geri kalan fiziksel yönleri de çok müstesna olmadığı için, oyun zekâsı ve çok yönlülüğüne tutunarak ilk senesinde lige alışmak durumunda kalacak Bagley. Yine de, Bogdanovic-Hield-Labisserie-WCS çekirdeğine iyi bir ekleme yaptılar. Ben onlardan Balkan ekolü yüzünden Doncic hamlesi bekliyordum, ama buna da razıyım. Not: 9/10

3) Atlanta Hawks: Luka Doncic (ama Trae Young ve 2019 ilk tur draft hakı karşılığında Mavericks'e takaslandı)
Bence her iki takım da bu takastan kârlı çıktı. Doncic, Dallas koçu Rick Carlisle'ın sevdiği türde, az hata yapan, çok zeki ve oyun bilgisi yüksek bir isim. Aynı zamanda atletizmi, cüssesi ve savunmacılığı da göz alıcı elbette. Dennis Smith Jr ve son senesindeki Nowitzki ile oynayacak olması ayrı bir güzellik tabi. Fakat Mavs'in pota altı sorunlarına çare olsun diye Mo Bamba'yı seçmesi de güzide bir tercih olurdu, orası kesin. Buradaki sorun, Mavs Doncic ile derhal şahlanmayacağı için, takasta kullanılan o 2019'daki draft hakkının hangi sıraya denk geleceği. Yine de, notum: 9/10

4) Memphis Grizzlies: Jaren Jackson Jr.
Mo Bamba onlara inatla "Beni seçmeyin!" dedikten sonra, Grizzlies en akıllıcasını yaptı ve draftın en iyi 2-3 savunmacı uzunundan birini, daha da ötesi, yeni bir Myles Turner prototipini seçti. Hücumdaki mesafe tanımayan atış yelpazesi, fiziği gelişip çabuklaşana dek Jackson'ın yardımcısı olacaktır. Oyunu Marc Gasol gibi bir üstaddan öğrenecek olması da onun en büyük avantajı. Kulaç açıklığı da cabası. Bu yüzden, notum: 9,5/10

5) Dallas Mavericks: Trae Young (ama 2019 ilk tur draft hakkı ile birlikte Luka Doncic karşılığında Hawks'a takaslandı)
Trae Young, bilindiği üzere, yeni Stephen Curry prototipi. Çok iyi bir pasör ve şutör olan Young'ın en büyük sorunu, liderliği ve fiziksel dezavantajları. Şimdi herkes diyecek ki, "Curry'ye benzeyen bir oyuncunun nesi kötü olabilir?" Durum o kadar basit değil. Stephen Curry, oyununu bu seviyede parlatabilmek için gerekli fiziksel özelliklerin ve atletizmin (NBA açısından) asgari sınırında gezinen, türünün tek örneği halindeki bir yıldız. Daha doğrusu, onun özellikleri, yeni bir süperstar numunesi yaratacak seviyede olsa bile, bu numuneyi seri imalata verip geliştirmek akıl kârı bir şey değil. Çünkü az kalsın ayak bileği sakatlıkları yüzünden Curry'nin serüveni başlamadan bitiyordu; neden tümden 'bitiyordu' dediğimi de yukarıdaki sebeple, yani atletizmle açıklıyorum. 

Yani, Curry şu an bu seviyede olmasını sağlayan denge, hız, çabukluk, zamanlama ve vücut kıvraklığı açısından tehlikeli bir sınırda geziniyor. Bir parça bile yavaşlamasına sebep olacak türden en ufak bir sakatlık geçirirse, bu yeteneklerini parkeye yansıtamayacak ve tüm değeri düşecek, yani bu oyunda fark yarattığı şeyleri yapamaz hale gelecek, takımı için bir sahada avantaj değil dezavantaja dönüşecek (tıpkı, Avrupalı kısalar hakkında takımların gözünde beliren fiziksel sorunlar ve riskler gibi). Dizleri yavaşlamış bir Tony Parker'ın durumunu düşünün. Ve Dennis Schröder'in bir diz sakatlığından sonra ne vaziyete geleceğini tahmin edin. Bu, atletizmini kaybeden bir Porzingis'ten daha handikaplı bir durum ve elbette ki her takım için riskli bir yatırım demek. Ve Curry'nin şansı şu âna dek yaver gitti diye, ona her benzeyenin de böyle olacağını kimse garanti edemez. Hele ki, kısaların günden güne daha hızlı ve patlayıcı hale geldiği bu ligde. Dolayısıyla, eğer Young'ın da sakatlıklardan yana şansı yaver giderse, gelişimi Curry'ye yaklaşabilir. Aksi halde, kullanışsız bir oyuncuya dönüşür ve draft bust olur. O yüzden, Schröder'i de gönderip komple sil baştan yapacak olan Hawks, takastan zararlı değil kârlı çıksa bile, bence doğru ve garanti bir franchise player seçmedi. Notum: 7/10

6) Orlando Magic: Mo Bamba
Evet, beklenen seçim, Orlando'dan geldi. Bamba, ligin şu anki oyuncularının tamamından daha geniş bir kulaç açıklığına sahip ve buna karşın top kontrolü, dengesi, hücumu, hızı, atletizmi ve savunması hiç de yabana atılır gibi değil. Bu yüzden, birinci sırada bile seçilebilirdi. Hatta herhangi başka bir draftta ilk sırayı alması işten bile değildi. Burada Magic Aaron Gordon'ı dışarıda daha fazla kullanabilmek için gerekli çember savunucusunu seçti ve bu adam üstüne üstlük bir de iyi bir skorer. Kısalardan yana şansı yaver gitmese de, Magic şu an için geçen sezona kıyasla +5 galibiyeti garantiledi, diyebiliriz. Notum: 10/10

7) Chicago Bulls: Wendell Carter Jr.
Markkanen'in yanına, olabilecek en iyi eklemeyi yaptılar. Ben bu seçimi Kings ve Grizzlies'den bile bekliyordum, çünkü son günlerde değeri çok artmıştı Carter'ın. Modern uzun prototipine birebir uyan ve çok zeki bir hücumcu, çok da etkili bir ribauntçu olan Carter, banko bir seçim. Dunn-LaVine-Markkanen çekirdeği şimdilik kendi standarlarının çok üstünde bir uzuna kavuştu, diyebiliriz. Notum: 9,5/10

8) Cleveland Cavaliers: Collin Sexton
Bir başka 'tam isabet' diyebileceğimiz seçim. Özgüven konusunda Russell Westbrook, fizik ve yetenek yelpazesi açısından da Eric Bledsoe ile yarışan (ve kendi draftının en iyi oyuncusu olduğunu iddia eden Stanley Johnson'ın aksine, bu yarışı kazanacak kadar yetenekli olan) Sexton, alt yaş milli takımlarda bizim canımıza okumuş bir lider. Daha şimdiden "LeBron, kal burada, birlikte şampiyon olalım. Yanında kaliteli parça yoktu bu yıl, bak işte ben geldim ve o açık kapandı" demesi de, bu karakterini net biçimde gösteriyor. Lakabı olan 'Boğa' kadar güçlü bir guard Sexton; ve ne yazık ki Cavs gibi bir organizasyonun eline düştü. Cavs için iyi, onun için kötü bir hamle. Düşünsenize, seneye LeBron gidince, Love da birkaç draft hakkı karşılığında (hazır değeri yüksekken) elden çıkartılınca, 2018-19'da Cavs'in ilk beşi George Hill-Clarkson-müptezel JR-Green-Thompson'dan ibaret olacak, Cedi-Korver-Sexton da kenardan gelmek zorunda bırakılacak. Başka bir takas daha olmadıkça, tam bir distopya... Yani, Sexton bir franchise oyuncusu olmak için her niteliğe sahip, ama bakalım Cavs'in franchise oyuncusu olmak onun için iyi bir tercih mi? Cavs için notum: 9,5/10. Celtics'ten gelen bir pick'in işe yaradığını da gördü nihayet bu gözler! Ama durun, onlar da bunu Brooklyn'den almışlardı zaten, değil mi?...

9) New York Knicks: Kevin Knox
Kevin Knox? Bırakın taraftarların tepkilerini bir kenara; bu adamın suratında 20 doz Xanax 2 ölçek de Lustral almış gibi bön ve boş bir ifade var. Çok geniş bir yetenek yelpazesine sahip olsa bile, bir katre liderlik mayası yok Knox'un. Ve Knicks, o Riley'li, Stan Van Gundy'li günlerdeki sert, dominant ruhu geri istiyor. Knox'un Knicks kadar feci yönetilen bir organizasyona damga vurması neredeyse namümkün. Ama geliştirip takas edebilirler tabi. Yine de, Porter Jr. dururken Knox'ı seçmek... Porzingis kumarına benzemiyor bu. Notum: 7,5/10




Buradan sonra, takaslar yüzünden işler epeyce karıştı. Mikal Bridges tam da Sixers'ın dertlerine ilaç olacakken (üstelik annesi de kulübün halkla ilişkiler bölümünde çalışıyorken), bir parça daha atletik ama daha 'avel' muadili Zhaire Smith için Phoenix'e yollandı. Bu takasta Phoenix daha kârlı bence. Onlara 8,5, Sixers'a da 7,5'luk not veriyorum. Biz tam Charlotte Gilgeous-Alexander'ı seçti diye Kemba Walker'ı takaslayacaktır derken, SGA, Miles Bridges için Clippers'a takas edildi. 

Üstelik, Clippers bir sonraki seçim hakkını guard Jerome Robinson'dan yana kullandı. Los Angeles'ın beyazlıları, Beverley'nin yanına yine ona benzer bir Örümcek Adam alarak ön alanda baskı işini sıkı tuttu, Robinson da kısa rotasyonuna skor katkısı yapacaktır kuşkusuz. Ama Bridges onlar için daha yararlı olurdu. Burada kârı yüksek olan taraf, Hornets. Walker-Monk-Batum-Bridges çekirdeği, hiç de fena değil. Hornets'a notum 8, Clippers'a 7,5. Oysa Clippers'tan çok daha iyisini... yok yahu, onlar da Clippers neticede!



Alt sıralarda iki adet ayan beyan 'steal' var. İlki, geçen seneki draftın 1 numarası olarak gösterilirken sırt ameliyatı yüzünden geçen yılı es geçip bu yıl da 14'üncü sıraya kadar düşen büyük skorer Michael Porter Jr. Denver hem çok şanslıydı, hem de çok akıllı davrandı, üstelik Nuggets, Harris-Murray-Jokic-Millsap-Chandler nüvesiyle, Porter'ın kendini ve sırtını zorlamadan lige ısınabilmesi için ideal bir yer. Notum: 9,5/10

Diğer bir steal, elbette, âdet olduğu üzere, Spurs'ten geldi. Lonnie Walker IV, tam da Kawhi-sonrası kabus senaryosunu dindirebilecek ve DeJounte Murray'i mükemmelen tamamlayabilecek bir yıldız adayı. Bu kadar gerilere, 18. sıraya kalması büyük bir şans. Notum: 9,5/10.

Boston da, çok daha yukarılarda seçilmesi beklenen Robert Williams'ı 27. sırada kaparak, hem Horford'ı yedekleme işini çözdü, hem de en büyük sorun olan uzun rotasyonundaki ribaunt, skor ve savunma üçgenine şahane bir reçete buldu. Tebrikler. Notum: 9/10.

Artık üç Holiday kardeşin üçü de NBA'de
Hawks'ın Kevin Huerter seçimi ne kadar doğruysa, Bucks'ın Donte DiVincenzo tercihi de bir o kadar yanlış. İşin ilginci, 21-24. sıra arasındaki seçimlerin hepsi gayet isabetli. Grayson Allen, belki de sadece Jazz'de barınabilirdi zaten. Chandler Hutchison, Bulls için gayet iyi bir kanat oyuncusu. Aaron Holiday, Darren Collison'dan kurtulmak isteyen Pacers'a ilaç gibi gelecektir. Anfernee Simmons da, Blazers'a McCollum-Lillard ikilisini bozabilmek için aradığı şansı tanıyacak cinste bir guard. McCollum'un yerine takasla bir draft hakkı bir de Dewayne Dedmon benzeri uzun alırlarsa, yaşadılar. Hepsine tek tek notum, 8/10. DiVincenzo ise, 6/10, çünkü hakikaten anti-Brogdon türünde klasik bir beyaz guard kendileri.

Kenan Musa, Brooklyn tarafından ilk turun sonlarında seçildi. Bir sene daha Avrupa'da kalıp fiziğini geliştirmesi tavsiye olunur. Ama Dwight Howard-Timofey Mozgov takası sonrasında Brooklyn'in iki adet maksimum kontrat verebilecek kadar ferah bir salary cap'i var ve bu yaz iddialı ve ilginç isimleri kadrolarına katabilirler. Jeremy Lin-D'Angelo Russell çekirdeğinin yanına birkaç uzun ekleyebilirlerse, bomba bir ekibe dönüşürler. Musa da senelerini NBA'in en dip takımlarından birinde geçirmekten kurtulur. Notum: 7,5/10.

Howard ise, muhtemelen karakteri ve ligdeki oyun tarzının değişimi yüzünden tüm değerini yitirdi. Hele ki böyle kalabalık bir draftın ardından. 2017 de böyle derindi, ama 2018, tam bir modern uzun cenneti oldu. Howard'ı alacak takıma Allah'tan akıl fikir dilerim. Lakers yine onu alırsa... Yazık olur. LeBron da Kawhi da Lakers'tan soğuyabilir hatta, o derece.

İkinci turda Isaac Bonga Lakers için, Jalen Brunson Mavs için, Jevon Carter Grizzlies için, Devon Hall da Thunder için gayet bariz birer steal oldular. Her biri için notum, 8/10. Çünkü, hem takımlarının ihtiyaçları karşılıyorlar, hem de gayet yetenekli ve potansiyelli, tavanı yüksek isimler. Devontae Graham ise Hornets'in kısa rotasyonuna kalabalık yaratacak türden, ikinci tur için fazla kaliteli bir seçim - acaba takas çanları yine mi çalmaya başlayacak? Trevon Duval gibi bir ismin seçilememesi ise, benim için sürpriz oldu.

Genel olarak, son 10 yılın en güzide 2 draftından birini yaşadık. Herkese hayırlı uğurlu ve bol keyifli bir sezon olsun. 1 Temmuz'da işlerin rengi çok değişecek. Buradaki değerlendirmelerin dengesi de, yapılacak hamlelere bağlı olarak çeşitlilik gösterebilir. Ama mevcut tablo, yukarıdaki gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder