27 Haziran 2018 Çarşamba

Retrospektif: 1951 NBA Draftı'na Dönüş

Mel Hutchins
LeBron James - Michael Jordan kıyaslamasının kilit noktası, "çok yönlü, çok dayanıklı ve çok iyi, hatta kendi çağında en iyi olan ve hep öyle kalan" kişinin, "kendi çağının en iyisi olup, zirvedeyken hiç yenilmeyen" kişiyle karşılaştırılıyor olması bence. Zirvede yenilmez olmak, her defasında zirvenin kıyısına çıkıp bayrağı dikme hakkını elde etmekten (ama genellikle bayrağı dikememekten) daha cazip bir başarı gibi görünüyor bana. En azından, "Tüm Zamanların Gelmiş Geçmiş En Büyük/İyi Oyuncusu" tartışmasını yaparken...

Herkes yenilir, kaybetmeden, kazanmayı öğrenemez hiç kimse; fakat Jordan'ın kayıpları hiç NBA Finali serilerine denk gelmediği için, LeBron ise çıktığı Final serilerinin %50'sinden fazlasını kaybettiği için, ibre biraz Jordan'dan yana benim nezdimde. Üstelik, bu sezonun Final serisinin ilk maçından sonra LeBron'un takındığı o 'vazgeçmişlik' tavrı, Kral'ın lehine olan epey şeyi zedelemiş olmalı. Ama konumuz, bu değil; 1951 Draftı'na bugünden bir bakış. Tabi, bunca lakırdıyı etmemin sebebi de, bugünkü draft sınıfının NBA tarihinin en kötüsü olması ve yazıyı boş bırakmak istememem aslında...

Evet, gerçekten de kelimesi kelimesine "tarihin en kötü draftı" 1951'de yapıldı. Düşünün ki, o yıl lige adım atan oyunculardan sadece dördü ligde 5 seneden fazla kalabildi ve bu kariyerlerin en uzunu yalnızca 7 yıl sürdü! Ayrıca biri hariç draft'taki hiçbir ismin toplam kariyer sayı ortalaması maç başına 10'u bile geçemedi - o biri de, yukarıda fotoğrafını gördüğünüz vasat üstü uzun forvet Mel Hutchins. Ancak o bile, herhangi bir sezonda 1000 sayı barajını aşamadı. İçlerinden sadece ikisi nasıl olduysa All-Star seçildi ve (tespit edebildiğim kadarıyla) George Mikan ile Vern Mikkelsen'in takımına düşecek kadar şanslı olan Whitey Skogg hariç hiçbiri bir şampiyonluk yaşayamadı. İlk tur ilk sıra seçimi olan Gene Melchiorre ise ismi bahis skandalına karıştığı için ligde hiç forma giyemedi. Gerçekten de düşman başına bir draft...

Bakalım, bugünkü aklımız olsa, kimi, kaçıncı sıradan seçerdik (veya acaba hangisini seçmeye değer görürdük)? Draft'ın kalitesizliğini göz önüne alınca, haliyle sadece 5 kişi var bugün listemizde...

(Not: Parantez içindeki ilk rakam o oyuncunun asıl seçildiği yerin hangi tur olduğunu, ikinci rakam o turun hangi sırasından seçildiğini, ilk takım ismi de kim tarafından seçildiğini ifade ediyor. İkinci takım ismi ise, bugünkü aklı olsa o sırada seçimi yapacak olan ve [genellikle] fırsatları elinden kaçıran takımı gösteriyor. Territorial Pick, yani Bölgesel Seçim usulünde yapılan seçimleri "T" harfiyle gösterdim. Diğer seçimleri ise, resmî kuruluşun yaptığı gibi, toplamda Bölgesel Seçimler'in sırasını dikkate almadan yazdım - yani Bölgesel Seçim'in ardından sırayı sıfırdan başlattım. Bölgesel Seçimler, takımların kendi bölgelerindeki oyuncuları seçmeleri açısından uygulanan bir avantaj olduğu için, bölgesel seçimle lige giren oyuncuların hangi takımlar tarafından seçildiğini değiştirmedim - nitekim başka takımlar tarafından seçilemezlerdi.)

1) Mel Hutchins (1/2 - Tri-City Blackhawks - Baltimore Bullets)
2) Lew Hitch (2/19 - Minneapolis Lakers - Tri-City Blackhawks)
3) Whitey Skogg (T/1 - Minneapolis Lakers - Indianapolis Olympians - bu oyuncu Bölgesel Seçim hakkını ziyan etmeye değmeyeceği için, normal seçim sırasına göre değerlendirme yaptım)
4) Don Sunderlage (1/9 - Philadelphia Warriors - Fort Wayne Pistons)
5) George Dempsey (7/68 - Philadelphia Warriors - Syracuse Nationals)

Bence en güzeli, Hutchins'i alıp kalanını oldukları yerde bırakmak. Yine de, karar sizin elbette.. Tri-City Blackhawks'ın sezon başında Milwaukee'ye taşınıp Hawks adını aldığını da hatırlatalım. Bu drafttan toplam 2 kişi All-Star seçildi (Sunderlage ve Hutchins)ve kimse Hall of Fame'e (Şöhretler Müzesi) kabul edilmedi!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder